sofi

bir gün için kalıcı, görüyorum doktor röntgene lüzum yok. kalbi için risk oluşturanları kalbi görüyor. kaburga dayandı kapısında. bir gün açılacak ve kalıcı olanın bu olduğu... 

sevgili doktor,

romatizmama iyi geliyor romantik şarkılar. canlı olsun, durağan olsun, hoş tınıları kesen büyük inlemeleriyle. fazla hareket, bunalmış ve sıkılaşmış kuru olanın önünde tanrıya diz çöken gibi bir boşluğun önünde. bana külodumu getir. gözlükteki süt, bir çocuk avutmak koyunda bu, çizgi film görüş, koyun saymayı bile bilmiyor. yerli yersi-n uyanışları da bundan. bacağını salla gitsin yavrum. bu yataktan çıkmaktan kurtulmak...

ne diyordum doktor, şarkılar. benim öyle iyi gelecek romatizmalarım olmadı, gelecek olsa açardım bir romantik. ancak olmadı, röntgende bakarsın. kağıda basılacak bedeni. polis kapıma. organlarım doktor, fuhuş ehli. 

ben bugün kapılarımın kilidini değiştirdim. yuvaları aynı bıraktım. içerde kalanlar var, kalıcı evliler. ve dışarıda kalan yurtsuz vatandaşlarım bir de kilitler. bu kilitleri yanımda getirmişim. buyur. onlarla ne yapacağımı bilemediğim için sana getirmiş...

olmalı herhalde. unutuyorum doktor. egzersizlerin yaramaz. onları bile tutamadım elimde. yaşanmamış olacak tüm evler. evlerin röntgeni zor olmaz sanıyorum, peki içlerindeki, dışındakiler ne olacak? onları nasıl bileceğim ben...

lüzum yok, lüzumsuz dedim sana. sen bana külot getir bir tane temiz. kaygı etme ben değişeceğim. önce yıka-cağım. sonra inşa. hoş, tüm deneyimler boşuna çıktı yokuş aşağı. tepeden tırnağa temiz, gömülmüş ebeveynler, tırnaklarla kazıp mezarımı. buraya kolay gelmedik doktor. sonra giyinir. temiz külodunla bir başına ölürsün işte bu kadar. yanına geldiğimde bu kadardım hala bu kadarım. 

yarına belki, bir gün için kalıcı...

kurma bu kurma, bu kurma... ister yıkan, ister leş ölü. önü de arkası da. yokuş aşağı bu kadardı. kalıcı ve kalma. sofya aya çıkar, ayağını tepemde bırakmış.