Adem

Bir kadını doğuruyorum. Bu sancılı bekleyiş. Kadın çok büyük, fazla hacim ve eline sığmaz. Bazense küçük, cebime sığar. Onu çıkarmak, çıkarabilmek acı veriyor. Bazen tereyağından kıl çeker gibi. Kolay olduğundan değil. Zira kıl bu, parmağı tutmazsa çekilmez. Deyim göreceli, kadın da göreceli. Çok erkek oldum, çok da kadın demiş Umay. Ben de öyle, Umay. Ama en çok kaybettim. Tıpkı rüzgar gibi. Rüzgar yersiz. Kadın toza gözlerini kısar, erkek düğme ilikler veya açar. Ve ağzımın suyu akıyor sabaha karşı. O suyu içiyoruz, acı ekşi. Tek suyumuz bizim, ağzımdan çıkan. Kulağım duymuyor, kuklam geveze, boğazım şiş, hastalık hastası, tüm insanlar benim hayalim. Hayali silüetlerin elleri, yazar kimliği, mavi ojeleri. Beni yargılama, son nefesine kadar benim. Bir gün yabancı kalırsın, nihayet anlamsız olacağı günü var, günlerin. Nihayet delirdim, diyebilmenin. Nihayet delirdim, diyebilmek için. Şimdilerde gözde kadının izi, arabaların camları kadını geçiyor. Kadın ağzındaki çikolatayı emiyor. Kadının elmaları var, peşinde bin Adem. Adem diyorum sana, Tanrıyla hesabı kestim. Yine Tanrı, yine ben. Sen yoksun Adem, sen bin tanesin.  

Yorumlar

Popüler Yayınlar